Merhaba arkadaşlar,
Geçen yazımızda Kampüs Kütüphanesinin temel özelliklerinden bahsettik. Şimdi ise daha pratik ve çok muhtelif amaçlarını anlayacağız. Yani Kütüphanenin pratikte kullanım amaçları ve yöntemleri ile ilgili konuşacağız.
Arkadaşlar, öncelikle şunu belirtmem gerekir ki ben bu yazıları tek ve ideal bir amaca ulaşmak için yazıyorum. Bu amaç ise, üniversite hayatını verimli bir şekilde geçirme bilincine ve farkındalığına erişmektir. Bunun sağlanması adına bilinmesi gereken temel bilgiler vardır. Bu bilgiler hem, zihninizdeki ” verimlilik ” kavramını genişletir hem de bu anlamda bir ilgi ve özveri oluşmasını tetikleyebilir. Öyleyse odak noktamızda, üniversite hayatı ile ilgili teorik ve pratik bilgiler olmalıdır. Bu bilgiler, bize ilham olacaktır. Belki, üniversiteye bakışınız değişecek, üniversiteye daha başka yaklaşacaksınız. Bir anda üniversiteden beklentileriniz değişecek, dolayısıyla hayatınız yeniden şekillenecek.
Bu yazımda Kampüs Kütüphanesi yerine ” Kütüphane ” kelimesi tercih edilecektir. Kullanım anlamı ise öğrenciler üzerinden anlatılacaktır. Bunun sebebi, başta erişimin halka açık olmamasıdır. Hem hak verirsiniz ki, böyle bir yöntem, öğrenciler bağlamında ilerleyişimizi aksatmayacaktır.
Kütüphane, temelde ücretsiz kitap tedarikini sağlar. Bunun yanında, uygun çalışma ortamını temin eder. Bu cümleden olarak, öğrenci için kütüphane, kitap alınıp, ders çalışılacak ”yer” anlamına gelir.
Tabii bilişim ve ağ teknolojilerinin gelişmesine paralel olarak ekonomik refahın artması, bilgiye erişim alışkanlıklarımızı değiştirdi. Artık bilgiye sadece kitaplardan değil, fakat intenetten de ulaşabiliyoruz. Böylece, temel amacı bilgiyi ”kaynak” aracılığı ile paylaşmak, aktarmak olan kütüphaneler bu ”yeni kaynağa” ilgisiz kalamazdı. Dolayısıyla günümüzde, kütüphaneler, yukarıda saydığımız iki temel uygulama alanı yanında, yeni bir uygulama alanını daha bünyesine almış bulunuyor; İnternet.
Yeni bilgi kaynağı ile entegrasyonu sağlayan kütüphaneler adeta ” güncellendi”, tabiri caizse piyasanın gerekliliklerini yerine getirdi. Toplumsal ve kültürel gelişmelere ayak uydurdu. Zira, toplumun bilgiyi kullanım alışkanlıklarını karşılamak, kütüphanenin devamlılığı ve etkililiği için kaçınılmazdır.
Bu gelişmelere paralel olarak kütüphaneler, daha fonksiyonel bir yapıya kavuştu. Öğrencilerin kütüphaneyi kullanım alışkanlıkları değişti ve çeşitlendi. Kütüphaneye gidiyorum diyen bir arkadaşınıza, ”neden gidiyorsun?” sorusunu sormak, artık eskisi kadar aptalca gelmiyor. Bundan 20 yıl önce kütüphaneye giden birisi ya ders çalışacaktır ya da kitap alacaktır. Günümüzde kütüphaneye gidecek olan bir öğrenci ise kitap alıp ders çalışabileceği gibi, internete sağlıklı ve güven çerisinde erişebilir, kütüphane bilgisayarlarından açık kaynaklara ulaşabilir, araştırma yapabilir, ders videosu izleyebilir, pdf okuyabilir, çeşitli haber sitelerine erişim sağlayabilir; hasılı tüm dünya ile, zamandan ve mekandan hâli olarak, iletişim kurabilir.
Görüyoruz ki ”Kütüphane” kavramı genişlemiştir. Dikkat ederseniz, 20 yıl önce bir öğrenci için kütüphane, ”kitap alınıp, ders çalışılacak <yer>” iken, günümüzde zamandan ve mekandan bağımsız, tüm dünya ile iletişim kurmamıza olanak veren bir yapıya evrilmiştir.
Bugünün Eğitim anlayışı, bilgiyi doğrudan vermekten ziyade öğrenciyi araştırmaya yönlendirir. Bilginin kapasitesi, dolaşımı ve güncelliği araştırma sürecinde hız olgusunu ön plana çıkarır. Bu bağlamda yeni iletişim teknolojileri, günümüz ”araştırmacı öğrenci” profili için olmazsa olmazlardandır.
Bu bağlamda, günümüz eğitim anlayışını te’kid eden modern kütüphaneler, eğitim-öğretim anlamında, fakülte-kütüphane işbirliği tezimizi sağlamlaştıracaktır. Eskiden olduğu gibi günümüzde de bir üniversite, fakülte ve kütüphaneden oluşur. Ne sadece fakültedir ne de sadece kütüphane. Bunlar biri birinden ayrı düşünülemez ve anlam bulamaz. Fakülte ve Kütüphane kavramları karşılıklı bir etkilenime bağlıdır ve bir birlerini var eden iki olgudur. Günümüz eğitim anlayışı bunu net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Hulasa, Üniversite Öğrencisi için üniversite okumak; fakülte ve kütüphane arasında bir etkileşim kurmaktır. Bu etkileşim temelde, fakültedeki ders başlıklarını kütüphanede açmak, araştırmak, bilgiyi genişletmek; bunun sonucu ise fakülte derslerinde daha rahat bir zihinsel kavrama ve sınav başarılarının kalıcılığıdır.
Tüm bu yazdıklarım fakülte dersleri bağlamında, belki belli bir seviyeye ulaşılmasını sağlar. Ancak bunların daha fazlasına ulaşmak adına yapılacaklar ise, daha çok okumak ve çalışmaktır. Bunun yanında ise düşünmeyi ihmal etmemek gerekir. Kütüphaneler, sessiz olmaları nedeniyle bu anlamda elverişlidirler.
Bir yanıt yazın